AÖF TARİH BÖLÜMÜ

  • ANA SAYFA
  • 1.SINIF ÖZET
    • GÜZ DÖNEMİ
      • ESKİ ANADOLU TARİHİ
      • HELLEN VE ROMA TARİHİ
      • İSLAM TARİHİ VE MEDENİYETİ I
      • OSMANLI TÜRKÇESİ I
      • TARİH METODU
      • TEMEL BİLGİ TEKNOLOJİLERİ I
      • BİZANS TARİHİ
    • BAHAR DÖNEMİ
      • BÜYÜK SELÇUKLU TARİHİ
      • ESKİ MEZOPOTAMYA VE MISIR TARİHİ
      • İLK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLERİ
      • İSLAM TARİHİ VE MEDENİYETİ II
      • OSMANLI TÜRKÇESİ II
      • TEMEL BİLGİ TEKNOLOJİLERİ II
      • ORTA ASYA TÜRK TARİHİ
  • 2.SINIF ÖZET
    • GÜZ DÖNEMİ
      • ORTAÇAĞ VE YENİÇAĞ TÜRK DEVLETLERİ TARİHİ
      • ORTAÇAĞ-YENİÇAĞ AVRUPA TARİHİ
      • OSMANLI MERKEZ VE TAŞRA TEŞKİLÂTI
      • OSMANLI TARİHİ (1300-1566)
      • OSMANLI TÜRKÇESİ METİNLERİ I
      • TÜRKİYE SELÇUKLU TARİHİ
      • ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ I
    • BAHAR DÖNEMİ
      • OSMANLI DEVLETİ YENİLEŞME HAREKETLERİ (1703-1876
      • OSMANLI TARİHİ (1566–1789)
      • OSMANLI TARİHİ (1789–1876)
      • OSMANLI TÜRKÇESİ METİNLERİ II
      • OSMANLIDA İSKAN VE GÖÇ
      • RUSYA TARİHİ
      • ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ II
  • 3.SINIF ÖZET
    • GÜZ DÖNEMİ
      • OSMANLI DEVLETİ YENİLEŞME HAREKETLERİ (1876-1918)
      • OSMANLI DİPLOMASİSİ
      • OSMANLI İKTİSAT TARİHİ
      • OSMANLI TARİHİ (1876–1918)
      • SOSYOLOJİYE GİRİŞ
      • TARİHİ COĞRAFYA
      • İNGİLİZCE I
    • BAHAR DÖNEMİ
      • MODERN ORTADOĞU TARİHİ
      • EĞİTİM TARİHİ
      • TÜRKİYE CUMHURİYETİ İKTİSAT TARİHİ
      • TÜRKİYE CUMHURİYETİ SİYASÎ TARİHİ
      • TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ VE PARLEMENTO TARİHİ
      • XIX. YÜZYIL TÜRK DÜNYASI
      • İNGİLİZCE II
  • 4.SINIF ÖZET
    • GÜZ DÖNEMİ
      • ÇAĞDAŞ TÜRK DÜNYASI
      • SÖMÜRGECİLİK TARİHİ
      • TARİH FELSEFESİ I
      • TÜRK BASIN TARİHİ
      • YAKINÇAĞ AVRUPA TARİHİ
      • YAŞAYAN DÜNYA DİNLERİ
      • GİRİŞİMCİLİK VE İŞ KURMA
      • TÜRK DİLİ I
    • BAHAR DÖNEMİ
      • BİLİM TARİHİ
      • HUKUK TARİHİ
      • SANAT TARİHİ
      • TARİH FELSEFESİ II
      • TÜRK DÜŞÜNCE TARİHİ
      • TÜRK KÜLTÜR TARİHİ
      • ETKİLİ İLETİŞİM TEKNİKLERİ
      • TÜRK DİLİ II
  • KİTAPLAR
    • 1.SINIF
      • GÜZ DÖNEMİ
      • BAHAR DÖNEMİ
    • 2. SINIF
      • 2 SINIF GÜZ DÖNEMİ
      • 2 SINIF BAHAR DÖNEMİ
    • 3. SINIF
      • 3 SINIF GÜZ DÖNEMİ
      • 3 SINIF BAHAR DÖNEMİ
    • 4. SINIF
      • 4 SINIF GÜZ DÖNEMİ
      • 4 SINIF BAHAR DÖNEMİ
  • SINAVLAR
    • 1.SINIF
      • 1.SINIF GÜZ DÖNEMİ
      • 1.SINIF BAHAR DÖNEMİ
    • 2. SINIF
      • 2.SINIF GÜZ DÖNEMİ
      • 2.SINIF BAHAR DÖNEMİ
    • 3. SINIF
      • 3.SINIF GÜZ DÖNEMİ
      • 3.SINIF BAHAR DÖNEMİ
    • 4. SINIF
      • 4.SINIF GÜZ DÖNEMİ
      • 4.SINIF BAHAR DÖNEMİ

22 Mayıs 2015 Cuma

OSMANLı’DA İSKÂN VE GÖÇ 5.ÜNİTE ÖZET (ACEMİM)
*Göç: Bir kişi, grup ya da toplumun bir yerleşme alanından bir diğerine, bir ülkeden bir
diğer ülkeye yönelik sürekli veya süreli olmak üzere gerçekleştirdiği yer değiştirme
hareketine göç denir.
*Sosyologlar göçleri meydana geliş gerekçesi, güzergâhı, yönü ve katılan insan sayısını dikkate alarak tasnif etmişlerdir.
* Göçler güzergâh, yön açısından devletin sınırları esas alınarak iç göç ve dış göç diye ikiye ayrılmıştır.
*İç göçler, bir ülke sınırları dahilinde meydana gelen yer değiştirme hareketleridir. Kırdan kıra, kırdan şehre, şehirden şehre veya şehirden kıra yönelik olarak gerçekleşir.
*Dış göç farklı sebeplerle bir ülke sınırlarını her iki yönde aşarak yapılan nüfus hareketleridir. Bu göçler gerçekleştiği yöne göre içten dışa göç veya dıştan içe göç şeklinde tanımlanmaktadır.
* Bireysel göç bireyin kendi iradesiyle gerçekleştirdiği yer değiştirme hareketidir.
* Büyük bir topluluğun kısa bir sürede yaptığı göç ise kitle göçü olarak adlandırılır. Bu tür göçler sürekli değildir. Kitle göçleri genellikle, savaş, ihtilal, isyan ve doğal afetler sonucu ortaya çıkar.
*Zorunlu göçleri de kendi içinde gruplandırmak mümkündür. Bu tür göçlerin bir kısmında
göç kararını doğrudan merkezi otorite verir.Mübadele, sürgün, nefy, tagrib, tebid, tenkil, tehcir uygulamasına tabi tutulanlar bu gruba girerler.
*sürgün, nefy, tagrib, tebid, tenkil ve tehcir uygulamasına tabi tutulanlar merkezi otorite tarafından herhangi bir şeyle suçlanmaktadır.
*Mübadil böyle bir suçlamanın da muhatabı değildir. Sadece kimliğinden dolayı bulunduğu mekânı terk etmesi kendisine dikte ettirilmiştir.
*Muhaceret, mültecilik, sığınmacılık ve doğal afetlere bağlı göçler de zorunlu göç kapsamına dahil edilmektedir.
*Göçe karar verene göre göçler serbest göçler ve zorunlu göçler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
*Gönüllü göçler olarak da tanımlanabilen serbest göçlerde göçmen gideceği yeri, zamanı ve şartları kendisi tayin etmektedir.
*Kişiler bulundukları bölgede insanca yaşaması için asgari şartların ortadan kalkması halinde çözümü göç etmekte bulabilir. Bu şartlarda gerçekleşen göçler zorunlu göç kavramına girer. Bu tür göçler daha ziyade kamu yöneticilerinin iradesiyle gerçekleşir. Sınır dışı etme ve iki devletin karşılıklı nüfus değiştirmesi bu tür göçlere girer.
*Kitle boşaltması olarak tanımlanan deprem, sel ve savaş gibi felaketler sırasında nüfusun güvenliğini sağlamak amacıyla tüm nüfusun belli bir yerden diğer bir yere taşınması zorunlu
göç kapsamı içerisindedir.
*Göçler yer değiştirme sürelerine göre de daimi göçler, geçici göçler ve mevsimlik
göçler şeklinde üçe ayrılmaktadır.
*Mevsimlik göçler yılın belli dönemlerinde meydana gelen göçlerdir. Bu göçler genellikle tarım ve tarım dışı alanlardaki geçici işlerle ilgili göçlerdir.
*Bazı ülkelerin, göç politikalarının ve göçmen kabulü ile ilgili yasalarının sonucu olarak yabancı ülkelerden gelen göçmenleri belli özellikleri dikkate alarak kabul etmelerine ise seçimli göç adı verilmektedir.
*Yayla ile kışlak arasında mevsimine göre mekik dokuyan kişiler konar- göçer olarak tanımlanmaktadır.
* Belirli bir mekânı olmaksızın çadır, hayvan ve sair araçlarıyla mevsime göre sürekli yer değiştiren topluluğa göçebe denir.
*Anadolu’da arazisini elinden çıkaran ve başkalarının arazisinde ırgatlık yapanlara da göçebe
oldu denmektedir.
*yerleşik toplum içerisinde yer alıp ekonomik sorunlardan dolayı toprak tasarruf hakkını terk ederek başka bir yere göç edenler sipahi ve Osmanlı bürokratı tarafından çift bozan olarak tanımlanmıştır.
*Eğer kişi ailesinin geçimini temin maksadıyla geçici olarak bekâr bir vaziyette başta İstanbul
olmak üzere başka şehirlere veya bölgelere gidiyorsa gurbetçi adını almaktaydı.
*Gurbetçi memleketine dönerken sılacı olarak tanımlanmıştır.
*Gurbetçi çalışmak üzere geldiği büyük şehirde iş bulamaz ise merkezi idare tarafından asayişi bozmaya  potansiyel aday olarak algılanır ve serseri lafzıyla tanımlanır.
*Kişi eğer ailesi ile birlikte göç ediyorsa genellikle ev göçü bazen de hane göçü şeklinde tanımlanmıştır.
*Çeşitli sebeplerle kendi iradesiyle bir yerden başka bir yere göç eden ve oranın nüfusuna kaydedilen kişileri yerli halk yaban olarak isimlendirmiştir.
*Bazen devlet bireysel olarak çeşitli suçlardan dolayı kişileri sürebilmekteydi. Bu hadise belgelere tagrip ifadesiyle kaydedilmiştir.
*Zaman zaman güvenlik ve asayiş gerekçesiyle bir kişi, grup veya topluluk başka bir bölgeye sevk edilmekte ve zorunlu iskâna tabi tutulabilmekteydi. Buna sürgün veya tehcir adı verilmiştir.
* Cezalandırma adına kişilerin bir bölgeden başka bir bölgeye gönderilmesi tagrib,
tenkil, tebid veya nefy kelimeleriyle tanımlanmıştır.
*Tanzimat sonrası belge ve defterlerinde sürme, sürgün etme, uzaklaştırma ve memleketten çıkarma manaları na nefy, tagrip, icla, tebid, tard gibi terimler kullanılmıştır.
*Celali hadiselerinin yaşandığı dönemde kitlesel göç had safhaya varmıştı ki büyük kaçgunluk hareketi ve bu fiili işleyen kişi de kaçgun şeklinde tanımlanmıştır.
*İç göçün bir diğer sebebini doğal afetler oluşturabilmektedir.
*Mülteci olağanüstü şartlar ortadan kalktığında ocağına dönmek amacındadır. Siyasi sebeplerden dolayı Osmanlı Devleti’ne sığınan ecnebiler mülteci, ülkeyi terk edenler ise firari olaraktanımlanmıştır.
*Türk tarihinde üsera-yı muhacirin olarak tanımlanan bir grup vardır. Bunlar Rus ordusu saşarında savaşırken Almanlara esir düşen Müslümanlardır
*Birinci Dünya Savaşı esnasında ocağını terk edip iç kesimlere çekilmek zorunda kalanlar şark mültecisi şeklinde isimlendirilecektir.
*Bu hadiseyi tanımlamak için Trabzonlular muhacir çıkmak, Erzurumlular kaçhakaç (kaça kaç), Adanalılar kaçkaç ifadelerini kullanmışlardır.
* Osmanlı bürokratı yine savaş sebebiyle Millî Mücadele döneminde ocağını terk eden Güneyli
veya Batı Anadolulu Türk’ü felaketzede veya harikzede şeklinde tanımlamıştır.
*Muhacir, mülteci statüsünde gelip geri dönemeyen ve Osmanlı coğrafyasında yerleşen veya her iki devletin iznini alarak barış döneminde yerleşmek kasdıyla gelen kişiler için kullanılan bir terimdir.
*Bu çerçevede Nogay, Abaza, Çeçen, Çerkes, Gürcü veya Nogay muhaciri şeklinde tanımlanabileceklerdir.
*Mübadele bir şeyin karşılıklı olarak değiştirilmesidir.
*Mübadiller belgelerde mübadil, muhacir, göçmen ve mübadil muhaciri şeklinde tanımlanmışlardır.
*Toplumun algılamasına göre muhacir düşmandan kaçıpTürk hâkimiyetindeki topraklara sığınan aciz, kahırzede, zulmdide Müslümanlardır.
*Ortadoğu’dan Amerika’ya göç edenler caliye olarak tanımlanmıştır.
*Göçün sebebini belirleyen iki unsur vardır: Birincisi terk edilen mekân, ikincisi ise yerleşilen mekândır.
* Kişiyi yurdundan koparan ve göç etmeye zorlayan sebeplere itici sebepler denir.
* Yerleştiği yerin şartları ise çekici sebepleri oluşturmaktadır.
*Göç evlilik ve sair yollarla toplumların karışmasını sağlar.
*Göç kültür değişmelerinin de ana nedenidir. Göç hem göçmeni, hem de yerli halkı değiştirir, yerli-göçmen kaynaşması gerçekleşir.
BALKANLARDAN ANADOLU’YA YÖNELİK GÖÇLERİN SEBEPLERİ
*1820 ve 1860’lı yıllarda Balkanlardan Kırım ve Kafkaslara yönelik Rum ve Bulgar göçlerinde gidilen yerlerin çekiciliği etken olmuştur.
*Kafkaslar ve Balkanlardan Anadolu’ya yönelik göçlerde ise ana etken göçlerin gerçekleştiği
dönemlerde Kafkas ve Balkan coğrafyasının göç edenler için itici hale gelmesidir.
*Balkanlardan Anadolu’ya yönelik göçlerin sebeplerini bu bölgede ulus devlet kurma projelerinin geliştirilmesi ve tatbik edilmesi oluşturmaktadır.
*Batı’da ortaya çıkan ve gelişen ulus devletler dış politika adına mevcut askerî imparatorlukları parçalayıp yerine ulus devletlerin kurulmasını plânlamışlardı.
* Bu plânların gerçekleşmesi adına geliştirdikleri projelerden belki de en önemlisi şark politikasıdır.
*Şark meselesi olarak tanımlanan bu politikanın temel ilgi alanı Osmanlı coğrafyasıdır.
* Projenin gerçekleşmesi halinde Balkan Hıristiyan toplulukları ayrı devletler şeklinde ortaya çıkarlarsa, bölgede Osmanlı siyasî otoritesi sona erer,
*Batı’nın siyasî ve ekonomik desteğine muhtaç yeni pazarlar oluşur, belki de Katolik ve Protestan dünyası karşısında Ortodoks kilisesi milliyet esasında parçalanmış olurdu.
*Bu politikalar 1828 - 1829 ve 1877 - 1878 Osmanlı - Rus Savaşları ile uygulamaya kondu.
* Neticede söz konusu savaşların sonunda imza edilen Edirne ve Berlin antlaşmaları ile Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ devletleri kuruldu.
*19. yüzyılda Osmanlı coğrafyasında ulus devletler kurulurken ötekileştirme adına farklı yöntemler kullanılmıştır.
*Plânın başarıya ulaşabilmesi için Müslüman ile gayrimüslim arasındaki dengenin bozulması kaçınılmaz
görülecektir.
*Dengeyi bozmak için ilk etapta kilise ve eğitim kuruluşları kullanılmış,
*ikinci aşamada tedhiş (terör) örgütleri devreye sokulmuştur.
*Son aşamada ise yabancı ordunun askerî harekâtı ve işgali devreye girmiştir.
*Keşiş, papaz ve metropolit gibi din adamları bir şekilde milliyetçilik duygusunu yayma faaliyetine katıldılar.
*Bu da Bulgar, Sırp ve Ermeni gibi topluluklardaki milliyetçi kimlik duygusunun ön plâna çıkmasına yol açtı
*Böylece Rum milleti adı verilen Osmanlı Ortodoks toplumu Yunan, Sırp, Bulgar ve Rumen uluslarına dönüştürülür.
*Rum isyanı öncesi Yunanlılık duygusu oluşturulmuş, biçimlendirilmiş ve kâğıda geçirilmiştir.
*Rum isyanını tertip edenler çözümü Avrupa’da ancien régime sahip devletlerin siyasî ve hatta askerî desteklerini alabilmek adına hedef değişikliğine giderek patriği millî kahraman düzeyine çıkarmakta bulurlar.
*Bulgar papazı Sofroniy, Bulgarlara milli benlik kıvılcımını ateşleyecek olan kitaptaki fikirlerin geniş bir çevreye yayılmasını temin etti.
*Petir Beron, 1824’de Avusturya’da Bulgar alfabesini ilk kez bastırıp dağıttı. Bu faaliyetler sonucu
Tuna coğrafyasında Bulgarlık duygusu oluştu.
*1878 Berlin Andlaşması ile Balkanların siyasi haritası yeniden çizilir. Karadağ, Sırbistan, Romanya ve Bulgaristan bağlı prenslik veya bağımsız devlet olarak siyasi haritada yerlerini alırlar.
*Berlin sonrası Balkanlardaki Türk hâkimiyetindeki topraklar İşkodra, Kosova,Selanik, Manastır, Edirne ve Yanya olmak üzere altı vilayete ayrıldı.
*Balkan devletleri bu coğrafyada Osmanlı aleyhine büyüme stratejisi takip ettiler. 1879- 1912 arası Balkanlarda yeni bir proje üretilip sahneye kondu.
* Proje Selanik, Kosova ve Manastır vilayetlerinin büyük bir kısmını kapsıyordu. Projenin ismi
Makedonya idi.
*Projenin gerçekleştirilmesi adına Balkan devletlerinden her biri kendi vatandaşlarından veya vilayet-i selasede mukim Osmanlı vatandaşı gayrimüslimlerden çeteler  kurdu ve hedef sahada tedhiş yöntemine başvurdu.
* Amaç, genel asayişi bozmak suretiyle büyük devletlerin müdahalesini sağlamaktı.
 *1895- 1908 yılları arası Makedonya Abdülhamid’e muhalif olanların birleştiği ve
buluştuğu bir alandır.
*Jön Türkler Abdülhamid rejimini devirmeye kilitlenmiş iken ecnebi diplomatlar ve gayrimüslimler bu toprakları Osmanlı’dan ayırma planları yapmaktaydılar.
*Rusya ve Avusturya Berlin Kongresi’ne iştirak eden devletlerin de onayını aldıktan sonra hazırladıkları Mürzsteg Programı isimli ayrıntılı projeyi Babıâli’ye verdiler.
*Avrupa büyük devletleri ve Balkanlı müttefikleri Eylül ve Ekim 1912 tarihlerinde Babıâli’ye verdikleri ayrı ayrı notalarda Balkanlardaki Osmanlı vilayetlerine ulusallık fikri çerçevesinde idarî muhtariyet verilmesini, Belçikalı veya İsviçreli valilerin tayini, milis askerleri ihdası gibi hemen hemen her
vilayeti ulus devlete dönüştürecek olan isteklerde bulundular.
KIRIM VE KAFKASYA’DAN ANADOLU’YA YÖNELİK GÖÇLERİN SEBEPLERİ
*Rusya söz konusu sahaya hâkim olabilmek için hususî iskân politikaları geliştirdi.
* Rus iskân siyaseti iki aşamalıdır: Birinci aşamada Rus bürokratları çeşitli yöntemleri kullanarak yerli ahaliyi Hıristiyanlaştırmaya ve Ruslaştırmaya çalışıyorlardı.
*İkinci aşamada ticaret ve ulaştırma merkezlerine yerleştirilecek Rus göçmenleri vasıtasıyla bölge kontrol altına alınmaya çalışılmaktaydı.
*Bu siyasetin uzun vadedeki hedefi Kırım ve Kafkasya’nın Ruslaştırılmasıydı. Rusya, bu politikasında
başarılı olabilmek için asimilasyon siyaseti uyguladı.
*Asimilasyona isim değiştirme ile başlandı. Rusya işgal sahasında ilk etapta yetişkinlerin
isimlerini Slavlaştırmaya çalıştı.
*Asimilasyon politikasında izlenen bir diğer yöntem dinî eğitim ve faaliyetlerine getirilen kısıtlamalardır.
*toplum içindeki etkinliklerini kırmak için imamlar silâhaltına alındı. Askerlik ocağında domuz eti yemeye zorlandılar ve horlandılar.
*Eğitim çağındaki çocuklar bu şekilde Hıristiyanlaştırılıp Ruslaştırılmaya çalışı-
lırken, yetişkin Müslümanlar da baskı yoluyla din değiştirmeye zorlanıyorlardı.
*Kafkas Müslümanlarını Hıristiyanlaştırmak amacıyla Rus çarının himayesinde Kafkas
Müslümanlarını Hıristiyanlaştırma Cemiyeti adında bir teşkilat kurulmuştu.
*Bazı Rus askerî birlikleri, Müslüman köylüleri Hıristiyan olmaya zorlamakla yükümlüydü.
*Asimilasyon politikasının yöntemlerinden bir diğeri de farklı vergi uygulamasıdır.
*Müslümanların tahliye ettiği topraklara Rus, Kozak, Bulgar, Rum ve Alman göçmenlerin
iskân edildiği bilinmektedir.
*İslav İttihadı Cemiyeti, bölgedeki Rus nüfusunu arttırmak için Rus ailelerini bu bölgeye göç etmeye
teşvik edici önlemler aldı.
*Kuzey Afrika’da ise halkı Müslüman olan Osmanlı vilâyetleri bulunmaktaydı. Avrupa devletleri aralarında vardıkları uzlaşma çerçevesinde buraları doğrudan işgal ettiler.
*Bu bölgelerden de Türk hâkimiyetindeki topraklara göçler oldu. Bu göçlerin, Kırım, Kafkas ve Balkanlardaki kadar kitlesel bir boyut kazanmamasının temel sebebi burada azınlığa dayalı bir devletin kurulma plânlarının yapılmamasıdır.
*Kırım Rusya’nın, Bosna- Hersek Avusturya- Macaristan’ın, Cezayir ve Tunus Fransa’nın, Mısır İngiltere’nin işgaline uğradı.
*İtalya Trablusgarp’ı işgal ederken Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında Ortadoğu toprakları Fransa ve İngiltere tarafından işgal edildi.
*Kurgulanan Ermenistan’ın sınırları onaylanmayan ve yürürlüğe girmeyen Sevr Antlaşması ile belirlenmişti.
OSMANLI COĞRAFYASINDAN DIŞA GÖÇLERİN SEBEPLERİ
*Osmanlı coğrafyasında meydana gelen dışa göçün sebeplerinden birisini ikinci bir
devletin göçü teşvik ve tahrik etmesinden kaynaklanmaktadır.
*Rusya, işgal ettiği bölgelerdeki Müslüman çoğunluğu kırmak ve ele geçirdiği yerlerdeki hâkimiyetini ebedî hâle getirmek için Müslüman halkı göçe zorlamak ve bunların terk edeceği topraklara Hıristiyan nüfus bulup yerleştirmek şeklinde özetlenebilecek bir siyaset izlemekteydi.
*Rusya, Osmanlı Devleti’yle yaptığı savaşlarda işgal ettiği yerlerdeki gayrimüslim toplulukları Rus diplomat ve Ortodoks din adamları vasıtasıyla göç etmeye özendiriyor, hatta zorluyordu.
*Göç propagandasının kısmî olarak başarılı ve etkili olmasının sebeplerinden birisi göç kararı alan Bulgarların tasarruf ettikleri arazinin bir ailenin geçimini temin edecek büyüklükte olmamasıydı.
*Verginin tahsil şekli ve bazı idarî birimlerdeki yöneticilerin uygunsuz davranışları, Bulgarların göç kararı almasını kolaylaştıran yan sebepler arasında yer alır.
*Rumeli’de Rum ve Bulgar toplumu arasında ortaya çıkan soğukluk, hatta düşmanlık göç kararının alınmasını kolaylaştıran bir diğer etmendir.
*Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’de maden ocağı işleten veya bu ocaklarda çalışanlar işyerlerinin kapanması üzerine işsiz kaldılar. Gayrimüslimlerin Kafkasya ve Kırım’ı da göç sahası olarak düşünmeleri Rusya’nın izlediği iskân siyasetinden kaynaklanmaktaydı.
*Benzer politikalar sonucu Sultan II. Abdülhamid döneminde de Rusya’ya dönük
firari tarzda Ermeni göçü gerçekleşmiştir.

*Osmanlı coğrafyasından dışa göçün bir diğer sebebi zorunlu askerlik hizmetidir. Rediflerin toplanacağı emrinin duyulması üzerine askerlik yükümlülüğü bulunan Hıristiyan nüfustan birçoğu Amerika’ya ve sair mahalle firar etmekteydiler.
Gönderen aöftarihbölümü zaman: 12:07
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş
Etiketler: OSMANLIDA İSKAN VE GÖÇ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa
Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom)

Sayac
Tema resimleri molotovcoketail tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.